KLON
Klonlama uzmanı Doktor Davis Mooreun on yedi yaşındaki kızı tecavüze uğrayıp acımasızca öldürülür. Olay hakkında soruşturma açılır; ancak bir sonuca varılamaz. Aylar sonra Moore kızının eşyalarını polisten geri alır ve bunların arasında kazayla unutulmuş, içinde katilin DNAsı bulunan küçük bir şişeye rastlar. İşte o an Mooreun beynine korkunç bir düşünce saplanır: Belki kızını değil ama onu öldüren adamı klonlama olanağına sahiptir. Peki kızının katilinin gözlerinin içine bakmaya ne kadar dayanabilecektir? Justin Finn, üç yaşına bastığında diğer çocuklardan farksızdır. Canlı, neşeli ve sevimli: Ondan zerre şüphe etmeyen anne ve babasının gözündeyse masum bir bebek. Ne var ki yüzü, bir gün mükemmel bir genetik kopya olarak soğukkanlı bir katilinkine tıpatıp benzeyecektir. KLON küçük bir çocuğun bir gizemi çözmesi için dünyaya getirilişinden yola çıkarak, kötülüğün kaynağını sorgulayan, klişelerden uzak, dahice yazılmış özgün bir roman. Kaldırdığınız her taşın altında bir zeka parıltısı göreceksiniz. Zekice kurgulanmış bir şaheser… Doğru ve yanlış, kader ve seçimlerimiz arasındaki farkı söyleyebilecek cesarete sahip eşine az rastlanır bir roman.Salon Yılın en iyi kitaplarından biri.CrimeSpree Magazine Hedefi on ikiden vuran bir kitap Guilfoile, şaşırtmacalı anlatımı ve benzersiz kurgusuyla okuyucuyu ters köşeye yatırıyor.New York Times
HZ.MUHAMMED-Tanıtım.1
‘Muhammed her zaman Evangelizm’in (Hıristiyanların) üstüne
çıkıyor. O, insanı Allah saymıyor ve kendini de Allah ile bir
tutmuyor. Müslümanların Allah’tan başka ilâhı yoktur ve
Muhammed onun peygamberidir. Burada hiçbir
muamma ve sır yoktur.’
BÜYÜK UYANIŞ
Derin uykudan uyandım. Rüya kafamda hala taptazeydi ; yeni görülmüş renkli bir film gibi. Nasıl derin bir uykuydu. Sanki elli yıldır uyumamışım. Rüyamda, halk Türkiye’nin her bir köşesine kadar uyanmış. Herkesin gözünde bir parlaklık; yüzlerinden kendine güven fışkırıyor.
AKLINDAN BİR SAYI TUT
SENİ O KADAR İYİ TANIYORUM Kİ NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ BİLİYORUM Bir adam, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: Aklından herhangi bir sayı tut 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı. Adam öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin küçük zarfı aç. Aldıklarını geri vereceksin Vermiş olduklarını aldığın zaman. Biliyorum ne düşündüğünü, Ne zaman uyuduğunu, Nereye gittiğini, Nereye gideceğini. Seninle bir randevumuz var, Bay 658. Sıradanlıklara meydan okuyan, anında başınızı döndürecek ve ilgi çekici karakterlerinin kalp atışlarını tüm gerçekliğiyle hissedeceğiniz bir kitap Aklından Bir Sayı Tut kolay kolay unutmayacağınız bir roman.
İSKENDER-Tanıtım.1
Şu hayatta insan en çok sevdiklerini acıtır… En derin yaralar ailede açılır, kabuk tutsa bile kanar hikâye, içten içe… Aşkı aramadan evvel, düşün bir, ya benden nasıl bir âşık olur? İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır. Sen kavgacı isen, ha bire öfkeli, aşkı da bir cenk gibi yaşarsın. Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur. Şu hayatta insan en çok sevdiklerini acıtır. En derin yaralar ailede açılır, kabuk tutsa bile kanar hikâye, içten içe… Attığımız her adım, yaptığımız her işte kendimizi yansıtırız. Budur çözülmesi gereken bilmece.
FİRARPEREST
Tadına doyulmaz, kimi zaman kışkırtıcı, kimi zaman sakinleştirici ama ruhu hep özgür kalan yazılar…
İnsan ki eşrefi mahlukattır, içindeki semavi özü keşfetmekle yükümlüdür. Çıkacaksın yollara, kendine doğru git gidebildiğin kadar. Keşif boynumuzun borcudur. Kendimizi keşfetmek, aşkı keşfetmek, dünyayı keşfetmek, Öteki’ni keşfetmek…
(…)
Çakılı kalmamak sırf alışkanlıklardan ötürü demir attığın koylara. Çıkmak oralardan, geçmek dalgakıranların beri tarafına, bilmediğin memleketlere varmak, tatmadığın yemekler yemek, sözlerini anlamadığın şarkılarla içlenmek, risk almak, dağılmak ve parçalanmak ve hasret çekmek buram buram, gurbetin tadına bakmak ve kendini yabancının gözünden görmek, şaşırmak yeniden, şaşırmak bir çocuk gibi dünyanın hallerine, çeşitliliğine, güzelliğine, acımasızlıklarına… şaşırmak ölene kadar… şaşırma kabiliyetini hiç yitirmemek… budur son tahlilde Âdemoğullarına, Havvakızlarına kendilerini keşfettirten serüven.
İSTANBUL HATIRASI-Tanıtım.1
İlk kurban Sarayburnu’nda, Atatürk heykelinin hemen önünde bulunmuştu. Cesedin kolları yukarıya doğru uzatılmış, avuç içleri birbirine bakacak şekilde, elleri naylon iple bileklerinden bağlanmıştı. Cesedin iki yana açılmış ayakları deniz yönüne çevriliydi. Ölünün ayaklarının işaret ettiği yerde, iki çilekeş şehir hatları vapuru, denizin iki ağır işçisi, usulca kıpırdayan maviliğin üzerinde köpükten şeritler bırakarak geçiyordu. İnce bir esinti vardı Sarayburnu’nda. Süt mavisi bir aydınlık. Ortalık mis gibi deniz kokuyordu. Gökyüzünde solmakta olan yarım ay hem cesede hem de vapurlara eşlik ediyordu..
AKINTIYA KARŞI
Sanal Baskıya Önsöz 3
Devletin Gözünde Komünist, Komünistin Gözünde Burjuvayız
(Tercüman Gazetesi, 24 şubat 1985) 5
Türkiye’ye Gerekli Ütopya: Anti-Sovyet Bir Sosyalizm (Saçak Dergisi,
Nisan 1986) 15
Tanzimat 150 Yıllık bir Sancılı Geçiş Dönemidir (Zaman Gazetesi, 16
Kasım 1987 31
1923-50 Arası Sağ Bir Diktatörlüktür (Sol Kemalizme Bakıyor -R.Çakır
ve L.Cinemre, Metis Yay. 1991) 35
Altı Ok Söyleşisi (Sosyal Demokrat Dergi, Ağustos 1991) 46
Kemalizm Türk Solunu Muhalefete Mahkum Ediyor (Resmi Tarih Sivil
Arayış – R.Çakır, Metis Yay. 1991) 50
Cumhuriyet Yeniden Kurulmalı (Milliyet, 25 Temmuz 1992) 57
İkinci Cumhuriyet Üstüne (Tempo Dergisi, 3 Ağustos 1992) 64
Bir Portre: Asaf Savaş Akat (İktisat Dergisi, Ekim 1992) 65
Kürt Sorunu Mülakatı (Aydınlarımız Ne Düşünüyor -M.Sever, Cem Yay.
1992) 77
Türkiye Laik Değildir (Yeni Zemin Dergisi, Haziran 1993) 83
Çoğulculuğun Engellenmesi Bilginin Üretilmesini de Engeller (Kitap
Dergisi, Ağustos 1993) 98
Türkiye’de Devlet ve Sivil Toplum (İzlenim Dergisi, Ağustos 1993)
110
Statüko ile Devrim Arasında (Yeni Demokrasi Hareketi, YDH yay.
1994) 114
Türkiye’nin bir Liberal Devrime İhtiyacı Var (Polemik Dergisi, Mart-
Nisan 1994) 122
Lutfen Kayıt Olunuz